29 Mart 2011 Salı

Yemek tuzunun ( NaCl) Kristallendirilmesi

Laboratuvarda ders yapmaya başlayalı artık üç hafta oldu, öğrencilerim artık haber vermeye gerek kalmaksızın aşağıya inmeyi alışkanlık haline getirdi. Tabii her durumda şikayet edecek bir şeyler bulan ve bilmsel öğrenme yöntemini reddeden öğrencilerim de yok değil. Zamanla alışacaklarını umut ediyorum :)
Geç kalma alışkanlıkları ve defterlerini yukarıda unutma alışkanlıkları azalsa da halen devam ediyor. Sanırım yakında sınıfta uyguladığımız "Dersin ilk 5 dakikası yoklama alınır." kuralını laboratuvarda da uygulamak durumunda kalacağım.
Haftaya yazılı yoklama yapacağımız için bu hafta daha çok soru çözüyor ve yazılılara hazırlanıyoruz, derslerimizin bir kısmı ortak sınavlarla çakışması nedeniyle yapılamıyor. Öğrencilerimizde gözlemlediğim duygu durumu bu hafta "boşvermişlik".  Sınav haftası nedeniyle artık yorulan zihinleri ders çalışmak ve çalışmamak arasında gidip gelirken ısınan havaların da etkisiyle büyük bir kısmı kendini sohbete ve gülmeceye vermiş durumda :S  Savunma refleksi sanırım...
Geçen hafta 11. sınıflardaki Çözünme - Çökelme Dengesi konusunu işlerken yemek tuzunun suda çözünmesi ve kristallendirilmesi olayını deneyle göstermeye karar verdim. Seviyelerine göre çok basit olduğunu düşündüğüm bu deneyi yaparken sordukları sorular ve cevaplayamadıkları sorularımla beni şaşırttılar. Bazen biz öğretmenlere çok kolay gelen ve deney yapılmasını bile gerektirmeyen konuların aslında öğrenciler için ne kadar zor olabildiğini bir kez daha anladım.
Yemek tuzunu suda çözdük ve bu arada doymamış, doymuş ve aşırı doymuş çözeltilerin özelliklerinden tekrar bahsettik. Çözeltimizin sıcaklığını ölçtük ve 12 C olduğunu kaydettik. Basit bir düzenek kurarak karışımızı ısıtmaya başladık ve nöbetçi öğrenciyi belli zaman dilimlerinde suyun sıcaklığını ölçmesi için görevlendirdik. Karışımın kaynama noktasının kaç olacağını sorduğumda ise öğrencilerim suyun 100 C' de kaynayacağını söylediler. Karışım kaynamaya başladığında laboratuvar nöbetçimiz suyun 104 C' de kaynamaya başladığını ve sıcaklığın yükselmeye devam ettiğini söylediğinde ise şaşırdılar. Bunun nedenini konuştuk ve bulunduğumuz ortamın atmosfer basıncının, kullanılan suyun saf su olmamasının ve çözünen tuzun kaynama noktasını değiştirdiğini defterlerimize not ettik. Kaynama süresince, saf maddelerde sıcaklığın sabit kaldığını ancak karışımlarda sıcaklığın arttığını hatırladık.
Çözeltideki su buharlaştıktan sonra oluşan tuz kristellerini sınıfta dolaştırarak tüm sınıfın görmesini sağladık. NaCl tuzunun sofralık haline alıştıklarından gördükleri maddenin gerçekten yemek tuzu mu olduğunu sordular. İyonik bağlı bileşiklerin kristal yapıda olduklarından ve iyonik bağın güçlü bir etkileşim olduğundan bahsederek 9 ve 10. sınıf konularını tekrar etmiş olduk.
Suyun buharlaşması sonucu oluşan kristallerin tekrar suda çözünüp çözünmeyeceklerini sorduklarında ise oluşan katıyı suda çözdük ve böylece çözünme ve kristallenme olaylarının fiziksel bir değişim olduğunu da  hatırladık.
*Değişen müfredatla beraber gelen sıkıntılarımız devam ediyor. Müfredatta olmayan konular dershane kaynak kitaplarında olduğundan anlatmak ve problemlerini çözdürmek zorunda mıyız? ÖSYM' nin hazırlayacağı sınav soruları bu değişimden ne kadar etkilenecek? Değişen konu anlatımlarını ve soru tiplerini dershaneler  ne zaman farkedecek ve " Hocam biz bunu dershanede böyle görmedik" sorusundan ne zaman kurtulacağız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder